Günümüzde kolluk görevlileri ve savcılıklar tarafından hatalı olarak kişilere göz altı yapılabilmektedir. Yine bunun devamında ise bu kişiler tutuklanabilmektedir. Ceza Muhakemeleri Kanunu bu durumun telafisi adına 141.maddede tazminat düzenlemesini getirmiştir. Bu şekilde haksız yere göz altı ve tutukluluğa maruz kalarak özgürlükleri zedenelen tüm şüpheli-sanıklar iyi bir avukat ile kendisini temsil ettirerek yüksek miktarda tazminat alabilirler. Bu kişiler maddi ve manevi her türlü zararlarını devletten isteyebilirler. Açılacak tazminat davası, göz altı ve tutuklama kararı veren yargı çevresinde bulunan Ağır Ceza Mahkemesinde görülmektedir. Tazminat davasını süresinde açmanız gerekmekte olup tazminat davası hak düşürücü süreye tabidir. Bu bakımdan geç kalmaksızın iyi bir avukattan destek almanız gerekmektedir. Bu konudaki makalemizi sayfamızdan okuyabilirsiniz. https://www.avgokhaner.com/?p=makaleler&id=111
Kıdem tazminatı günümüzde işçi adına en önemli haklardan biridir. Bilindiği üzere kıdem tazminatı almak için çalışma süresinin en az 1 yıl olması koşulu vardır. 1 yılı dolduran işçiler belli durumlarda kıdem tazminatı alabilirler. İş Kanunumuz kıdem tazminatı konusunda askerlik hizmetine bir başlık açmıştır. Böylece ; iş sözleşmesinin askerlik görevi nedeni ile işçi tarafından feshi halinde (istifa), işçi kıdem tazminatı alma hakkına haizdir. Bu durumda da 1 yıllık çalışma süresinin varlığı aranır. İşçi tarafından işverene askerliğe alınma tarihinden önce askerlik nedeniyle işten ayrılmak istendiği bildirilmelidir. Fakat askerliğe alınma tarihinden çok önce bu yönde bir bildirim tazminat almak için geçersiz olacaktır. Yargıtay kararlarında 3 ayın makul bir süre olduğunu içtihat etmiştir. Bildirimleri usulüne uygun yapmanız ve tüm şartları sağlamanız halinde dahi, işverenler kıdem tazminatı vermek istemeyebilirler. Bu durumda ve bu sırada işveren sizi başka bir bahane ile işten çıkartabilir. Bu durum sizin askerlik sebebiyle iş akdinizi fesih etmenizi engeller. Bu nedenlerle, askerlik nedeniyle iş akdinizi fesih edeceğinizde, bu durumu işvereninize bildirmeden önce iyi bir iş avukatına danışınız ve iş akdinizin bu yönde feshini avukat ve ihtarname yolu ile yapınız. İşverenler avukat vasıtası ile yapılan bu tarz hak taleplerini çoğu zaman geri çevirmezler.
Kıdem tazminatı günümüzde işçi adına en önemli haklardan biridir. Bilindiği üzere kıdem tazminatı almak için çalışma süresinin en az 1 yıl olması koşulu vardır. 1 yılı dolduran kadınlar belli evlenmeleri durumunda işten ayrıldıklarında kıdem tazminatı alabilirler.Bu hakkın sadece kadınlara tanındığını belirtmek isteriz. İş sözleşmesinin evlilik nedeni ile işçi tarafından feshi halinde (istifa), çalışma süresinin en az 1 yıl olması koşulu ile kıdem tazminatı hakkı doğmaktadır. Kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde iş sözleşmesini feshetmesi ve kıdem tazminatını işverenden talep etmesi gerekir. Bir yıllık sürenin başlangıç tarihi resmi nikahın yapıldığı gündür. Bildirimleri usulüne uygun yapmanız ve tüm şartları sağlamanız halinde dahi, işverenler kıdem tazminatı vermek istemeyebilirler. Bu durumda ve bu sırada işveren sizi başka bir bahane ile işten çıkartabilir. Bu durum sizin evlilik sebebiyle iş akdinizi fesih etmenizi engeller. Bu nedenlerle, evlilik halinde iş akdinizi fesih edeceğinizde, bu durumu işvereninize bildirmeden önce iyi bir iş avukatına danışınız ve iş akdinizin bu yönde feshini avukat ve ihtarname yolu ile yapınız. İşverenler avukat vasıtası ile yapılan bu tarz hak taleplerini çoğu zaman geri çevirmezler.
Öncelikle tanıklık bir ispat vasıtasıdır. Hukuk ve Ceza Mahkemelerinde tanıklık bu nedenle oldukça önemlidir. Tanıklık Nasıl Yapılır ? Mahkemeye intikal eden bir olayı görmüş ve duymuş olabilirsiniz. Bu nedenle davaya konu taraflarca tanıklık yapmanız talep edilebilir yahut mahkemece re'sen tanıklık yapmanız istenebilir. Tarafınıza mahkeme tarafından gönderilen tebligatla mahkemenin olacağı tarih ve zaman bildirilir. Bu belirtilen zamanda mahkemelerin duruşma salonu önünde olmanız yeterlidir. Adana ili gibi büyük illerde adliyeler bölünmüş ve farklı yerlerde olabilmektedir.Bu nedenle tanıklık için yola çıkmadan önce tebligatın üzerinde yazan mahkemenin hangi mevki ve konumda olduğuna dikkat ediniz. Tanıklık yapacağınız duruşmanın sırası ve zamanı geldiğinde mahkemede görevli olan mübaşir tarafından size seslenilir ve kimliğiniz istenir. Mübaşir tarafından çağrılmadan duruşma salonuna girilmesi durumunda tanıklık yapma kabiliyetini yitirirsiniz. Ve böylece lehine tanıklık yapacağınız kişinin ispat hakkını zora sokarsınınız. Duruşmada sizin sıranız geldiği zaman mübaşir isminizi okur ve sizi içeri alır. Mübaşir isminizi söyemeden salona giremezsiniz. Nitekim sizin tarafsız ve objektif bakış açınızın olması adına duruşmayı izlemenize izin verilmez. Tanıklık Yapmak İstemiyorum. Tanıklık Yapmasam Olur mu ? Tanıklık İçin Çağrıldığımda Gitmeyebilirmiyim ? Tanık olarak gösterilen ve tanıklık için çağrılan herkes mahkemeye gitmek zorundadır. Nitekim mahkemeler önüne gelen uyuşmazlıkları kati suretle sonuçlandırmak zorundadır. Bu bakımdan mahkemeye gitmek zorunda olmakla birlikte, bir olay hakkında bilginiz görgünüz yok ise tanık olarak çağrıldığınızda da bilgi ve görgünüzün olmadığını beyan edebilirsiniz. Tanıklık için gitmezsem ne olur ? Tanıklık yapmazsam ne olur bir yaptırımı ya da cezası var mı ? Mahkeme tarafından tebligat yoluyla çağrıldığınız halde bir mazeretiniz olmaksızın ve bu mazeretinizi bildirmeksizin mahkemeye gitmezseniz mahkeme hakkınızda zorla getirtilmenize karar verir. Bu nedenle, konu hakkında bilgi sahibi değil iseniz dahi size bildirilen zamanda mahkemeye giderek bilginizin olmadığını beyan etmeniz gerekmektedir. Tanıklıktan Çekinme Hakkı Var mı ? Tanıklık yapmak zorunludur. Fakat kanunlarımız buna istisnalar getirmiştir. Bu kişiler çağrıldıkları mahkemede tanıklıktan çekinebilirler: a) İki taraftan birinin nişanlısı.b) Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi iki taraftan birinin eşi.c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu.ç) Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar.d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları.e) Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk.
Boşanmış sayılmazsınız. Yurt dışında boşandığınızda hala Türkiye'de hala bekarsınızdır. Ancak açacağınız bir ''TANIMA'' davası sonucunda bu medeni durumunu değiştirebilirsiniz. Bu hususta iyi bir aile avukatı ile iletişim kurarak tanıma davası açmanız gerekir. Tanıma davası Aile Mahkemelerinde görülmekte olup hızlı bir şekilde sonuçlandırmanız miras hukuku anlamında da önem taşır.
Bu sorunun cevabı davanın niteliğine ve sizin mahkemedeki konumuzuna bağlıdır. Şayet tanıksanız mahkemeye mutlaka gitmeniz gerekmektedir. Gitmediğiniz takdirde mahkemeye zorla getirilirsiniz. Tanıklıkla ilgili daha fazla detay için tanıklıkla ilgili soruya bakabilirisiniz.Şayet hukuk davasıysa ve davacıysanız mahkemeye gitmediğiniz takdirde davanızı takip eden bir avukatınız yoksa dava düşecektir. Davalıysanız; mahkemeye gitmiyorsanız ve avukatınız da yoksa, yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemezsiniz.Eğer bir ceza davasıysa mutlaka katılmak zorundasınız. Katılmadığınız takdirde mahkeme önce polis veya jandarma marifetiyle zorla getirilmenize karar verir şayet bu da işe yaramazsa hakkınızda yakalama kararı çıkarır.