Öncelikle tanıklık bir ispat vasıtasıdır. Hukuk ve Ceza Mahkemelerinde tanıklık bu nedenle oldukça önemlidir.
Mahkemeye intikal eden bir olayı görmüş ve duymuş olabilirsiniz. Bu nedenle davaya konu taraflarca tanıklık yapmanız talep edilebilir yahut mahkemece re'sen tanıklık yapmanız istenebilir.
Tarafınıza mahkeme tarafından gönderilen tebligatla mahkemenin olacağı tarih ve zaman bildirilir. Bu belirtilen zamanda mahkemelerin duruşma salonu önünde olmanız yeterlidir. Adana ili gibi büyük illerde adliyeler bölünmüş ve farklı yerlerde olabilmektedir.Bu nedenle tanıklık için yola çıkmadan önce tebligatın üzerinde yazan mahkemenin hangi mevki ve konumda olduğuna dikkat ediniz.
Tanıklık yapacağınız duruşmanın sırası ve zamanı geldiğinde mahkemede görevli olan mübaşir tarafından size seslenilir ve kimliğiniz istenir. Mübaşir tarafından çağrılmadan duruşma salonuna girilmesi durumunda tanıklık yapma kabiliyetini yitirirsiniz. Ve böylece lehine tanıklık yapacağınız kişinin ispat hakkını zora sokarsınınız. Duruşmada sizin sıranız geldiği zaman mübaşir isminizi okur ve sizi içeri alır. Mübaşir isminizi söyemeden salona giremezsiniz. Nitekim sizin tarafsız ve objektif bakış açınızın olması adına duruşmayı izlemenize izin verilmez.
Mahkeme tarafından tebligat yoluyla çağrıldığınız halde bir mazeretiniz olmaksızın ve bu mazeretinizi bildirmeksizin mahkemeye gitmezseniz mahkeme hakkınızda zorla getirtilmenize karar verir.
Bu nedenle, konu hakkında bilgi sahibi değil iseniz dahi size bildirilen zamanda mahkemeye giderek bilginizin olmadığını beyan etmeniz gerekmektedir.
Tanıklık yapmak zorunludur. Fakat kanunlarımız buna istisnalar getirmiştir. Bu kişiler çağrıldıkları mahkemede tanıklıktan çekinebilirler:
a) İki taraftan birinin nişanlısı.
b) Evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi iki taraftan birinin eşi.
c) Kendisi veya eşinin altsoy veya üstsoyu.
ç) Taraflardan biri ile arasında evlatlık bağı bulunanlar.
d) Üçüncü derece de dâhil olmak üzere kan veya kendisini oluşturan evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi kayın hısımları.
e) Koruyucu aile ve onların çocukları ile koruma altına alınan çocuk.