Sorularınız İçin Bizi Arayın:   +90 532 481 66 94

WhatsApp İletişim

logo
 

Mirasçılık Belgesi Aksi Sabit Oluncaya Kadar Geçerli Belgelerden Olup Kesinleşmesi Söz Konusu Olmadığından Tenfiz de İstenemez – Tenfizde Görevli ve Yetkili Mahkeme

YARGITAY 14.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 30.03.2015 Esas: 2015 / 4915 Karar: 2015 / 3473

Mirasçılık Belgesi Aksi Sabit Oluncaya Kadar Geçerli

Belgelerden Olup Kesinleşmesi Söz Konusu Olmadığından

Tenfiz de İstenemez – Tenfizde Görevli ve Yetkili Mahkeme

Özet:

Davacı, yabancı ülkeden alınmış mirasçılık belgesinin Türkiye’de mevcut gayrimenkullerin intikali

için kanuni işlemlerde kullanılmak üzere tanınması ve tenfizine karar verilmesini istemiştir.

Mirasçılık belgesi aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup kesinleşmesi söz konusu

olmadığından tenfiz de istenemez. Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme, asliye

mahkemesidir. Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa

sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut

değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.

Davacı vekili tarafından, hazımsız olarak 22.04.2014 gününde verilen dilekçe ile yabancı

mahkemeden verilen veraset belgesinin tanınması ve tenfîzi islenmesi üzerine yapılan duruşma

sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.05.2014 günlü temyiz edilmeden kesinleşen hükmün

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2015 gün ve 2015/45641 sayılı tebliğnamesi ile

HUMK’nın 427/6. maddesi gereğince kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla, dosya ve

içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü;

KARAR

Davacı, tenfiz isteyenin eşi muris G. Z.’in 07.07.2011 tarihinde vefat ettiği geriye mirasçı olarak

murisin eşi olan davacının kaldığı sunmuş oldukları Münih Asliye Hukuk Mahkemesinin 68 VI

8900/2011 sayılı apostil şerhli kararı uyarınca Türkiye’de mevcut gayrimenkullerinin intikali için

kanuni işlemlerde kullanılmak üzere veraset belgesinin tanınması ve tenfîzine karar verilmesini

istemiştir.

Mahkemece dava MÖHUK’nm 34. maddesine dayalı tenfiz isteğinden ibaret olup hasımlı bir dava

olmadığı, bu nedenle duruşma yapılmasına gerek bulunmadığı, Münih Aslîye Hukuk Mahkemesinin

68 VI 8900/2011 sayılı apostil şerhli kararı MÖHUK’nın 38. maddesinde yer alan koşulları

taşıdığından isteğin kabulü ile MÖHUK’nın 40. maddesi gereğince tenfizine karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 03.03.2015 tarihli, 2015/45641 sayılı tebliğnamesi ile, süresinde

temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunan hükmün HUMK’nın 427/6. maddesi uyarınca kanun

yararına bozulmasını istemiştir.

Kural olarak mirasçılık belgesi aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup kesinleşmesi

mümkün olmadığından tenfîzi de istenemez.

5718 sayılı Milletlerarası Özet Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun 51. maddesi gereğince

“Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Bu kararlar kendisine karşı tenfiz

istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye’de

yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir

mahkemelerinden birinden istenebilir”.

Bu madde gereğince tenfiz kararları vermeye görevli mahkemenin aslîye hukuk mahkemesi olduğu

hükme bağlanmıştır.

Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, re’sen gözetilerek mahkemece görevsizlik kararı

verilerek dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi gerektiği halde yazılı şekilde davanın

esasına dair hüküm kurulması doğru olmadığından Cumhuriyet Başsavcılığının Adalet

Bakanlığının gösterdiği lüzum üzerine kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK’nın 427/6. maddesine dayalı kanun yararına

bozma isteğinin açıklanan nedenle kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere

BOZULMASINA, bozma ilamı ve ekindeki dosyanın gereği yapılmak üzere Yargıtay Cumhuriyet

Başsavcılığına gönderilmesine, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.