Türk Hukuk sistemimizde ceza yargılamasının başlangıcı,işleyişi,yürütülmesi ve sonlandırılması Ceza Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenmiştir. Ağır Ceza,Asliye Ceza ve Sulh Ceza Mahkemeleri bu kanun ile bağlı olup önlerine gelen olayları ceza kanunlarında bir suç teşkil edip etmediğini değerlendirerek Ceza Muhakemeleri Kanununa göre karar verirler.
Beraat kararı, sanığın üzerine atılı suçlamayı işlemediğinden bahisle mahkeme tarafından yargılama sonunda verilmektedir. Bu sayede sanık üzerine atılı suçtan kurtulur ve masum olarak kabul edilir.
Beraat kararı;
a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması, e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,
hallerinde verilir.
Ceza Muhakemesi Hukukumuzda savunmanın önemli bir yeri vardır. Nitekim suçlanan kişi suçlamadan kurtulmak yani beraat etmek için etkili bir savunma yapmak zorundadır. Sanık yaptığı savunma ile ceza almaktan kurtulabilir ve böylece herkeçe masum adledilir.
Günümüzde vatandaşlar sanık kürsüsüne çıktıklarında çoğu zaman mahkeme hakimi ve savcı karşısında güçsüz ve iradesiz kalır. Ceza Hukukunda savunmanın evrenselliği benimsendiği için uluslararası hukukta silahların eşitliği ilkesi benimsenmiştir.
''Savunma makamı'' bu nedenle önemli olup bu makamın temsilcileri olan avukatlar yargılama safhasında sanığı olası adaletsizliklerden korur.
Özellikle Adana gibi suç oranının yüksek olduğu metropol illerde, kolluk görevlileri tarafından hatalı olarak bir şekilde mahkeme önüne getirilen suçla ilgisi olmayan çoğu masum vatandaşlar kendilerini bir anda mahkeme karşısında bulmaktadır. Bu durumda yapılan yargılama sonunda sanığın ceza alması ve hatta cezaevine girmesi gündeme gelmektedir.
Beraat etmek için sadece sanığın kendisini düzgün ifade etmesi yetmemektedir. Özellikle bilinen en büyük yanlış ise tam olarak budur. Ceza Hukuku yapısı itibariyle teknik bir bilim dalıdır. Bu nedenle ceza yargılamasına ait dosyanın düzgün bir şekilde tetkik edilmesi, sanık lehine olupta toplanmayan delillerin toplatılması, olaya göre tanık dinletilmesi yahut delil sunulması, suç ve ceza mantığının ortaya katılması ve son olarak usul ilkelerinin iyi bilinmesi gerekmektedir.
Bu nedenle de mahkeme karşısına çıkan sanıklar, iyi bir ceza avukatından hukuki destek almalı, böylece mahkemeye ''savunma makamı'' ile birlikte çıkarak yargılamada silahların eşitliğini sağlamalıdır.