Sorularınız İçin Bizi Arayın:   +90 532 481 66 94

WhatsApp İletişim

logo
 

ADANA - YALAN TANIKLIK SUÇU NEDİR ? CEZASI NEDİR ? - Yalan Yere Şahitlik ?

YALAN TANIKLIK (ŞAHİTLİK) SUÇU NEDİR ? 

Tanıklık; bir olayla ilgili görgüsü veya bilgisi olan bir kimsenin beş duyusu ile edindiği bilgileri tanık dinlemeye yetkili makam önünde anlatması, beyan etmesi durumudur. Keza, tanık yargılama konusu olayla ilgili bilgisi veya gördüğünü tam olarak dosdoğru bir şekilde açıklamakla yükümlüdür. Aksi halde bu yükümlülüğün ihlali sonucu yalan tanıklık suçu oluşacaktır. -Adana Ceza Avukatı

Yalan tanıklık suçu, hukuka aykırı bir eylem nedeniyle başlatılan bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında, tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurum önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapılmasıdır.  

“Adliyeye karşı suçlar” bölümünde düzenlen yalan tanıklık suçu ile korunan hukuki değer, maddi gerçeğin bulunmasına yönelik menfaatlerdir. Zira, yalancı yanıklık ile adaletin yerine getirilmesi zorlaşmakta, bazen imkansızlaşmaktadır.  

KİME KARŞI KİM TARAFINDAN İŞLENEBİLİR ? 

Yalan tanıklık suçunun faili, tanık sıfatına haiz kimselerdir. O halde, sanık veya mağdur yalan tanıklık suçunun faili olamayacaktır. 

Yalan tanıklık suçun mağduru ise aleyhine yalan tanıklık yapılan kimsedir.   

YALAN TANIKLIK SUÇUNUN OLUŞMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR NELERDİR ? 

Yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için failin tanıklık yapacağı konu hakkında gerçeği bilerek ve isteyerek, bilgisi ve görgüsü dışında aktarması gerekir. Zira, tanık tanıklık yapacağı konu hakkında bilgisini ve görgüsünü tam olarak açıklamakla yükümlüdür.  

Yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için failin (tanığın) görgüsü ve bilgisine aykırı beyanları bilerek ve isteyerek anlatması gerekir. Aksi halde, tanığın yanlış bildiği şeyleri tam olarak aktarması bu suçu oluşturmayacaktır.  

Yalan tanıklık suçunun oluşabilmesi için tanığın bilgisini ve görgüsünü yemin etmek suretiyle anlatması gerekmez. Zira, yemin suçun oluşmasında bir unsur değildir. Yine, suçun oluşabilmesi için adliyenin veya herhangi bir kimsenin zarar görmesi de aranmaz.  

Yine yalan tanıklık eyleminin gerçekleşmesinden sonra yapılan soruşturmada kamu davasının açılmasının olanaksız olduğu durumlarda yalan tanıklık suçu oluşmaz. Zira, herhangi bir davanın açılmadığı durumlarda adliyeye karşı da bir suç işlenmesi söz konusu değildir. 

YALAN TANIKLIK SUÇUNUN CEZASI NEDİR ? 

Yalan tanıklık suçunun cezası, TCK Madde 272'de;

"(1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. 

 (2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. 

 (3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

 (4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. 

 (5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur. 

 (6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

 (7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır. 

 (8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde belirtilmiştir. 

 İlgili maddeden görüleceği üzere, suçun cezası durum ve şartlara göre farklılık arzetmektedir. 

SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ 

Kanunda düzenlenen nitelikli haller, suçun cezasını ağırlaştıran veya hafifleten durumlardır. Yalan tanıklık suçunda cezanın ağırlaşmasına sebep olan nitelikli haller TCK madde 272'de şu şekilde düzenlenmiştir; 

Yalan tanıklık suçunun;

- Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapılması,

- Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapılması,

- Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanması,

- Aleyhine tanılıkta bulunulan kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına ya da süreli hapis cezasına mahkum edilmesi,

- Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin mahkum olduğu hapis cezasının infazına başlanmış olması,

- Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adli veya idari  bir yaptırım uygulanmış olması" hallerinde yalan tanıklıktan verilen ceza miktarı ağırlaşmaktadır.

Yalan tanıklık suçunda cezanın azaltılmasını gerektiren haller ile kişisel cezasızlık nedeni  ise TCK madde 273'de şu şekilde düzenlenmiştir; 

"Kişinin, kendisinin, üstsoy, altsoy, eş veya kardeşinin soruşturma veya kovuşturmaya uğramasına neden olabilecek bir hususla ilgili olarak yalan tanıklıkta bulunması veya tanıklıktan çekinme hakkı olmasına rağmen, bu hakkı kendisine hatırlatılmadan gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapması durumunda verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir." 

YALAN TANIKLIK (ŞAHİTLİK) SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK 

TCK madde 274 hükmünde Yalan tanıklık suçunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için gerekli şartlar düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesine göre; 

"(1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz. 

 (2) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına kadarı indirilebilir. 

 (3) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararı kesinleşmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir." şeklindedir. 

YALAN TANIKLIK (ŞAHİTLİK) SUÇUNDA  ŞİKAYET  

Yalan tanıklık suçunun takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Nitekim, suçun soruşturulması ve kovuşturulması için şikayet süresi de bulunmamaktadır. Bu nedenle herhangi bir şikayet süresi olmadığı gibi suçtan bireysel olarak mağdur olan kişi şikayetten vazgeçmesi de kamu davasını etkilemeyecektir. 

Yalan tanıklık suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıl olup, suç nedeniyle dava zamanaşımı süresi içerisinde şikayet hakkı kullanılabilir. 

YALAN TANIKLIK (ŞAHİTLİK) SUÇUNDA UZLAŞTIRMA 

Yalan tanıklık suçu uzlaştırma kapsamında yer almamaktadır. Nitekim,  bu suçta taraflar arasında uzlaşma prosedürü uygulanması  gerekmemektedir. Bu sebeple suçun soruşturulması ve kovuşturulması için taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasına lüzum yoktur.  

ADANA CEZA AVUKATI GÖKHAN ER