NAFAKA NEDİR ?
Son zamanlarda yaşanan Covid-19 salgınının da etkisiyle ülkemizde ve özellikle Adana'da boşanma davaları artış göstermektedir. Boşanma davası sonucunda, boşanmanın fer'i niteliğinde olan birtakım konular hakkında da hüküm kurulmaktadır. Nafaka konusu da boşanmanın fer'i niteliğinde olup açılan boşanma davaları ile birlikte hüküm kurulabilmesi mümkündür. Boşanma davasından ayrı olarak da açılabilen nafaka davalarına bu alanda uzman nafaka avukatları - boşanma avukatlarının bakması haklarınızın korunması açısından faydanıza olacaktır.
Nafakanın kelime manası, “geçinmek için gerekli olan şey” şeklinde tanımlanabilir. Türk Medeni Kanunu'na göre ise, "boşanma davası sürerken veya boşanma davasının sonra ermesinden sonra maddi olarak kötüye düşecek olan tarafa kendisini geçindirebilecek, makul miktarda bağlanan paraya denilir.
TMK'ya göre kişiye boşanma davasında ya da boşanma davasından sonra ayrı bir dava ile talebi halinde nafaka bağlanabilmesi için belli şartları sağlıyor olması gerekir. Şöyle ki;
1-Nafaka talep eden kişi, kusursuz ya da diğer eşe göre daha az kusurlu olmalıdır.
2-Nafaka talep eden eşin boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olması gerekir.
Kişisel bir borç olan nafaka Türk Medeni Kanunu'nda 4 farklı türde düzenlenmiştir:
1-Tedbir Nafakası
2-İştirak Nafakası
3-Yoksulluk Nafakası
4-Yardım Nafakası
1-TEDBİR NAFAKASI
Türk Medeni Kanunu'nun 169. Maddesi: "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır." şeklindedir.
İş bu maddeye dayanılarak mahkeme tarafından Tedbir Nafakasına hükmedilir. Tedbir nafakası, boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra eşlerden birinin veya ergin olmayan çocukların geçinmelerini sağlamak üzere re'sen veya hakim tarafından hükmedilen nafaka türüne denilir.
Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere, tedbir nafakasını talep edebilmek için boşanma davası açılması zorunlu değildir. Herhangi bir boşanma ya da ayrılık talebi olmadan da tedbir nafakası talep edilebilmektedir. Bu durumda tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için tek koşul eşlerden birisinin ayrı yaşamada haklı olduğunu ispatlamasıdır. Tedbir nafakasını talep eden eş ayrı yaşamada haklı olduğunu her türlü delil ile ispat edebilmektedir.
Nitekim TMK Madde 197 ile bu konu; "Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır." şeklinde düzenlenmiştir.
Günümüz şartları değerlendirildiğinde en çok karşımıza çıkan durum ise 'Tedbir nafakasının boşanma davası ile birlikte' talep edilmesidir. Boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birinin talebi ile kendisinin veya ergin olmayan çocukları var ise onların geçinmesini sağlamak için tedbir nafakasına hükmedilebilir. Bu durumda tedbir nafakasına hükmedilmesi hakim tarafından re'sen de olabilmektedir. Zira, Medeni Kanun 169. maddesi “Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.” hükmü yer alır. Bu hüküm gereğince boşanma davasında alınabilecek gerekli önlemler hakim tarafından kendiliğinden alınır.
Boşanma davası ile birlikte talep edilen tedbir nafakasına hem eş hem de varsa ergin olmayan çocuklar için hükmedilir. Nafaka konusunda aranan kusursuzluk şartı, Tedbir nafakası için geçerli değildir. Zira, tedbir nafakası geçici bir önlem niteliğinde olduğundan tarafların kusuruna bakılmaz. Tedbir nafakasına hükmedilmesinde sadece tarafların maddi durumuna göre hareket edilir ve hakim şartlara göre ilgili taraf için tedbir nafakasına hükmeder.
Hakim tarafından hükmedilen tedbir nafakası boşanma davası kesinleşene kadar devam eder. Ancak bu süreç içerisinde şartların değişmesi halinde hakim re’sen ya da taraflardan birinin talebi üzerine nafaka miktarında değişikliğe gidebilir. Yani nafaka miktarı arttırabilir ya da azaltabilir. Boşanma davası kesinleştikten sonra tedbir nafakası ya tamamen kalkar ya da yoksulluk ya da iştirak nafakası şeklinde devam ettirilir.
Tedbir Nafakası Ne Kadar Süre Devam Eder ?
Boşanma davasından önce açılan tedbir nafakası davasında hükmedilen tedbir nafakası hakim bu konuda yeni bir hüküm kurana kadar devam eder. Hakim tarafından yeni bir hüküm kurmak, koşulların değişmesine ve eşlerden birinin açacağı uyarlama davası üzerine olabilir. Bu durumda hakim tarafından nafaka miktarı arttırılıp azaltılabilir ya da tedbir nafakası tamamen kaldırılabilir.
Boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası ise boşanma davasında verilen karar kesinleşene kadar geçen süre için devam eder. Bu süreç içerisinde şartların değişmesi durumunda taraflardan birinin talebi ile hakim nafaka miktarını azaltabilir ya da arttırabilmektedir. Boşanma davası kesinleştikten sonra ise tedbir nafakası ya tamamen kalkar ya da yoksulluk ve iştirak nafakası şeklinde devam eder.
Tedbir Nafakası Miktarı Nasıl Hesaplanır?
Tedbir nafakasının miktarı belirlenirken hakim takdir yetkisini kullanır. Hakim takdir yetkisini kullanırken kanunda belirtilen kriterler ışığında birtakım verilerden, araştırmalardan faydalanmaktadır. Nafaka bir zenginleşme aracı değildir. Bu sebeple, hakim nafakaya hükmederken ve miktarını belirlerken eşlerin barınmasına, geçimine ve çocukların bakım ve korunmasını sağlayacak şekilde tedbir nafakasına hükmetmelidir.
Nafaka miktarını belirlemesinde en önemli kriter tarafların sosyo-ekonomik durumlarıdır. Zira, tedbir nafakası tedbir niteliğinde olduğundan tarafların kusur durumu bu nafakayı etkilemez. Tarafların ihtiyaçlarını ne şekilde ve nasıl sağlayacak olmaları, iş hayatları, aldıkları ücretler, sahip oldukları malvarlıkları, ortak çocukların yaşı ve eğitim durumları gibi birçok faktör nafaka miktarının belirlenmesinde önemli rol oynar.
Tedbir Nafakası Ödenemez ise Cezai Yaptırımı Var mı ?
Mahkemece hükmedilen Tedbir Nafakasının ödenmemesi halinde nafakanın tahsili için, cebri icra yoluna başvurulabilir. Zira, Tedbir nafakası geçici tedbir olup ilam hükmünde olmadığından ödenmemesi durumunda İcra İflas Kanunu m.344 hükmü uygulama alanı bulmaz. Yani, nafaka borçlusu aleyhine disiplin hapsi cezası verilmesi mümkün değildir.
2-İŞTİRAK NAFAKASI
Boşanma davasının sonuçlanması ile beraber boşanmanın fer'i niteliğinde olan birtakım konular hakkında da hüküm kurulur. Bunlardan birisi de velayet konusudur. Tarafların 18 yaşından küçük çocukları var ise bunların velayetinin kime verileceği konusu da boşanma davası ile birlikte hüküm altına alınır. Bu durumda ergin olmayan bu çocuğun velayetini almayan eş için bir takım sorumluluklar söz konusudur. Yani velayet kendisinde olmayan eşin, çocuğun bakımı, eğitimi vs. gibi giderlerine katılmasını sağlamak üzere hakim belli bir miktar nafakaya hükmeder. Çocuğun giderlerinin bir kısmını karşılamak için hükmedilen bu nafaka türüne İştirak Nafakası denilir.
İştirak nafakasında amaç ergin olmayan çocuğun yetiştirilmesi, sağlık, barınma, eğitim vs. giderlerine velayet kendisine verilmeyen eşin ekonomik gücü oranında katılmasını sağlamaktır. Çocuğun menfaatleri söz konusu olduğundan eşlerin kusur durumu iştirak nafakasının belirlenmesinde etkili olmaz. Ayrıca, iştirak nafakasına hakim talep olmaksızın da hükmedebilir.
İştirak nafakası, Türk Medeni Kanunu'nun 182. Maddesinde; "Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." şeklinde düzenlenmiştir.
İştirak nafakasını talep etme hakkı TMK madde 329'da; "Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçük için gereken hâllerde nafaka davası, atanacak kayyım veya vasi tarafından da açılabilir. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük de nafaka davası açabilir." şeklinde hüküm altına alınmıştır.
İştirak Nafakası süresi, kural olarak çocuğun 18 yaşını doldurmak suretiyle ya da TMK madde 12'ye göre mahkeme kararı ile ergin olması halinde ya da evlenmesi halinde sona erer. Ancak çocuğun ergin olmasına rağmen eğitim hayatı devam ediyor ise eğitim hayatı sonuna kadar iştirak nafakasını almaya devam eder.
Ancak İştirak Nafakası, nafaka borçlusunun ölmesi, çocuğun ergin olduktan sonra eğitim hayatına devam etmemesi halinde ya da evlenmesi durumlarında kesilir.
İştirak Nafakası Miktarı Nasıl Hesaplanır?
İştirak nafakasına hükmedilirken asıl olan çocuğun menfaatlerinin gözetilmesidir. İş bu sebeple iştirak nafakasına hükmedilirken tarafların kusur durumu göz önünde tutulmaz. Hakim nafaka miktarını belirlerken, çocuğun yaşını, eğitim durumunı, çocuğun hayatını idame ettirebilmesi için gerekli tüm giderleri ile anne babanın mali gücünü de dikkate alarak belli bir miktar nafakaya hükmeder.
Zira, TMK madde 330'da; "Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." şeklinde hakimin nafaka miktarını ne şekilde takdir etmesi gerektiği düzenlenmiştir.
İştirak Nafakası her ay peşin olarak ödenir. Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. (Uyarlama Davası)
İştirak Nafakası Ödenmez ise Cezai Yaptırımı Var mı ?
İştirak nafakası bir mahkeme ilamına dayanması sebebiyle, nafaka borçlusu tarafından ödenmemesi halinde borçlunun birtakım yaptırımlar ile karşılaşması mümkündür. İştirak Nafakasının ödenmemesi durumunda öncelikle İİK uyarınca cebri icra ile tahsili yoluna gidilebilir. Kanun koyucu, nafaka alacağının tahsilini diğer alacak türlerine göre daha çok kolaylaştırma yoluna gitmiştir. Şöyle ki,
Bir diğer yaptırım ise, nafaka bedelinin ödenmemesi durumunda nafaka alacaklısının şikayeti üzerine diğer şartların da mevcut olması durumunda İİK 344. maddesine göre nafaka borçlusu hakkında 3 aya kadar tazyik hapsine mahkum edilmesi talep edilebilir.
Birikmiş Nafaka Borcu (Geçmişe Dönük Olarak) Talep Edilebilir Mi ?
Birikmiş nafaka alacağı yani geçmişe dönük olarak ödenmemiş nafaka alacağı için icra takibi başlatmak mümkündür. Nafaka alacaklarında zamanaşımı 10 yıldır. 10 yıllık bu süre, nafakaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Yani, birikmiş ödenemeyen nafakalar geçmişe dönük son 10 yıl için talep edebilmektedir. Geçmişe dönük olarak nafaka isteyebilmek için nafaka alacaklısı olmak gerekmektedir.
Ancak birikmiş nafaka alacağı için İcra Ceza Mahkemesinde şikayet yoluna başvurulamaz. Çünkü birikmiş nafaka alacağı “adi alacak” durumunda olduğundan yalnızca icra takibi yapılabilir.
3-YOKSULLUK NAFAKASI
Yoksulluk nafakası, boşanma davası ile birlikte maddi olarak geçinemeyecek, ekonomik olarak yoksullaşacak tarafın, diğer eşten talep edebileceği nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için kanunun aradığı birtakım şartların mevcut olması gerekir. Aksi halde yoksulluk nafakasına hükmedilemez.
Yoksulluk Nafakası TMK madde 175 ile; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Kanuni düzenlemeden anlaşılacağı üzere, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için şu şartların gerçekleşmiş olması gerekir:
1-Nafaka talep eden tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. Buradaki yoksulluk kavramı her somut olaya göre farklı değerlendirilmelidir.
2-Nafaka borçlusunun hiç kusurunun olmaması ya da tarafların eşit kusurlu olması gerekmektedir.
3-Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka alacaklısı eşin, nafakayı talep etmesi gerekir.
Kanunda belirtilen bu şartların sağlanması halinde hakim, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşe uygun bir miktar nafakaya süresiz olarak hükmeder. Hakim, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Yine, tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde açılacak yeni bir uyarlama davası ile iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Yoksulluk nafakası boşanma davası ile beraber talep edilebildiği gibi evliliklerin boşanma ile sonuçlanması halinde yeni bir nafaka davası ile de talep edilebilir. Boşanma davasından sonra açılan nafaka davalarını boşanmaya karar evren mahkemenin ilgili kararının kesinleşmesinden sonraki bir yıl içerisinde açılması gerekir. Boşanma davasından ayrı olarak açılan nafaka davasında, yetkili mahkeme nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir.
Yoksulluk Nafakası Miktarı Nasıl Belirlenir ?
Yoksulluk nafakası boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eşe, diğer eşin ödemesine hükmedilen nafakadır. Yoksulluk nafakasında amaç, eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşmesine engel olmaktır. Kanunda aranan şartların sağlanması halinde hakim, günümüzün ekonomik şartlarında paranın alım gücü ile beraber eşlerin ekonomik durumlarını da gözeterek uygun bir miktar nafakaya hükmeder. Hükmedilen nafaka miktarı, bir zenginleşme aracı değildir. Bu sebeple, hakim nafakaya hükmederken eşlerin mali durumunu gözetmelidir.
4-YARDIM NAFAKASI
Türk Medeni Kanunu'nun 364. maddesi; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır." şeklinde yardım nafakasını düzenlenmiştir.
Yardım nafakası, yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşlerin korunmasını amaç edinmiştir. Kişinin zor duruma düşmemesi için talebi halinde, dava tarihinden itibaren bağlanmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu içtihatlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığı için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayan kişiler yoksul olarak kabul edilmiştir. Yardım Nafakasını miras hukukundaki sıra takip edilerek talep edilebilir. Yani, nafaka alacaklısı alt soyu hayatta iken iken 3. Derece kan hısımı olan kardeşlerinden nafaka talep edemeyecektir.
Yoksulluk Nafakasına hükmedilmesi halinde, nafakanın başlangıç tarihi dava tarihi olacaktır. Nafaka borçlusu, dava tarihinden itibaren nafaka alacaklısına ödeme yapmakla yükümlüdür.
Nafaka ve nafaka ile ilgili hukuki konulardaki sorunlarınız için bu alanda uzman nafaka avukatları - boşanma avukatları ile çalışmanız, haklarınızın korunması açısından faydanıza olacaktır.
ADANA AVUKAT GÖKHAN ER