Sorularınız İçin Bizi Arayın:   +90 532 481 66 94

WhatsApp İletişim

logo
 

SUÇ VE CEZA NEDİR?

Suç; toplumsal düzenin devamı açısından korunması gereken hukuki değerlerin ihlâli niteliğini taşıyan,haksızlık teşkil eden insan davranışıdır. Suç, bir haksızlık olmakla birlikte; her haksızlık kanunlarda suç olarak tanımlanmış değildir. Bazı hareketler, her ne kadar haksızlık oluştursa da; bu haksızlıklar karşılığında örneğin özel hukuk yaptırımları ya da idari yaptırımların uygulanması ile yetinilir. Zira ceza hukuku yaptırımları birey hak ve özgürlüklerine doğrudan müdahale niteliği taşıdığı için “son çare” olarak görülmelidir. Dolayısıyla, ceza hukuku dışında başka bir yaptırım türü uygulandığında, bozulan toplumsal düzen yeniden sağlanabiliyorsa artık ceza hukuku yaptırımlarına başvurmamak gerekir. Buna göre, ceza hukuku toplumsal yaşamın ihlâl edildiği her durumda devreye girmez; sadece toplumsal yaşam bakımından önem taşıyan menfaatlerin ihlâli suç olarak tanımlanır.

Nitekim buna uygun olarak, 5237 sayılı TCK ile suçlar arasındaki “cürüm” ve “kabahat” ayrımı kaldırılmış; mülga 765 sayılı TCK’daki kabahatlerin önemli bir kısmı suç olmaktan çıkarılmıştır. Artık, hukukumuzda bir suç türü olarak kabahatler yer almamaktadır. Kabahatler, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile ayrıca düzenlenerek; teorik ve sistematik bir temele oturtulmuştur. Kabahatler Kanununun 2. maddesine göre “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.”

Suç, norm ile korunan hukuki menfaatin ihlâli niteliğini taşıyan, haksızlık teşkil eden fiildir. Suça ilişkin her kanun hükmü, norm ve ceza olmak üzere iki unsurdan oluşur. Norm, “kimseyi öldürme!”, “başkasının malını çalma!”, “tahkir edici söz söyleme!” şeklinde emir ya da yasak ihtiva eder. Emir veya yasak ihtiva eden her norm, bir hukuki menfaatin korunmasına hizmet eder. Her normun temelinde ise bir değer yargısı vardır. Normun temelindeki değer yargısı, davranış normlarıdır. Davranış normları, insanın icrai veya ihmali nitelikteki belli fiillerinin tasvip edilemez olduğu hususundaki yargıyı ifade etmekte; belli davranış biçimleri hakkında bir değersizlik yargısının oluşumunu sağlamaktadırlar. Gerçekleştirilen davranış biçimleri, söz konusu davranış normları karşısında bir değerlendirmeye tabi tutulmakta ve bunun sonucunda bu davranışın “değerli” veya “değersiz” olduğu hususunda bir yargıya ulaşılmaktadır.

Davranış normları, belli davranışların muhteva itibarı ile doğru olmadıkları, bir haksızlık teşkil ettiği hususunda bir yargıya ulaşabilmek bakımından bir değerlendirme kriteri oluşturmaktadırlar (davranış normunun değerlendirme fonksiyonu). Normun ihlâli, aynı zamanda buna ilişkin davranış normuna karşı çıkış anlamına da gelmektedir.

İnsanları, normun içerdiği emir ya da yasağa uygun davranmaya zorlayan şey ise, gerçekleştirdikleri davranışlarla söz konusu emir ya da yasağı ihlâl etmeleri halinde cezalandırılacakları düşüncesidir. Bu nedenle, her suç tanımı norm dışında bir de yaptırım içerir. Suç karşılığı olarak öngörülen yaptırımlar ceza olabileceği gibi güvenlik tedbiri de olabilir.